Tüm günü kendime ve evime ayırdım.
İlk önce güne güzel-sıkı bir kahvaltı ile başlayıp,
Evin büyük temizliğini dip köşe girişip bitirdikten sonra ayrıntılarla ilgilenmeye başladım.
Buzdolabımın örtülerini yeniledim.
Rafları cam olduğu için kötü bir buhar oluyor ve silsen bile tekrarlıyor.
Bende böyle bir çözüm buldum. Yılda bir kezde değiştiriyorum.
Kırmızılardan sonra gözümüz yeni tonlara hala alışamadı :)
Dinlenme süresi iki ay olmasına rağmen 2 ay daha açmayan kalanşo çiçeğime iyi bir azar çektim.
(Böyle bir gerçek varmış. Çiçeğe "Açmıyorsun, açmazsan seni hiç sevmem" diye kızarsan açarmış.
Ben önce güzel bir azarladım.
"2 aydır seni bekliyorum. Hadisene" diye...
Üstüne birde balkonun bir köşesine koydum ve yanında geçerken bile pas vermedim.
İşte Sonuç; Şimdi odamın en ferah köşesinde...
Ee ödüllendirmek lazımdı değil mi?
:)
Biraz da evin süslerine sardım.
Bir kaç kıymetli parçamı bir araya getirip, güzel bir köşe yaptım.
Sık sık parlatmakla uğraşamadığım için biraz durup sonra tekrar paketlenirler sanırım.
Orkidem de yeni tomurcuklara sürgün vermeye başladı.
Sonrasında ise evime yeni aldığım objelere güzel yerler buldum.
Uzun zamandır hayalini kurduğum kaftanıma ulaşmanın sevinciyle onun için vitrinimde güzel bir konsept yaptım. :)
Ve...
Temizlik, yemek, çamaşır, ütü.
Tüm sorumluluklar biter. Geriye keyif kalır. Şimdi biraz sakinleşme zamanı