31 Ocak 2013 Perşembe

Hamarat bir hafta-Yorgun bir ben!

Bu hafta arkadaşımın bir yıldır yapılmayı bekleyen kitaplığını yaptık kadın başımıza.
Bu gibi durumlarda erkekler bazen yan çizebiliyor.
Aynı kitaplıktan benimde olduğu için deneyimli sayılırım.
Ama yine de kadınlara göre değil bu tamir işleri.


Sevgilinin arkadaşına da bulaştırdığı akvaryum aşkı sebebi ile birde onun bitkilerini düzenledik.
İleriki günlerde bitkilerin yoğunluğu gözle görülür şekilde artar.


Ardından beta balıklarımız AŞK'ı bulsun diye kadeh içinde tv yanına yerleştirdik.
Bakışsınlar bakalım bir müddet...


Sonra biraz bizim tankla ilgilendik.
Bitkileri budadık. Gübreledik. Suyunu temizledik.


Gecenin sonunda ise ayva reçeli, zeytin, turşu hazırladım.
Geçen yıl kurduğum zeytinlerim de oldu artık yemeye başladık.


:)
Yoğun bir haftayı bitirirken sizler yorgunluğumu aldınız.
Sevgiyle!..





30 Ocak 2013 Çarşamba

Oku-Oku-Oku!..


Hani bazen kitap günlerimiz olur ya.

Bir gecede bir kitap bitirir öyle uyuruz. Sabah gün ağarırken...

Bazen de bir hafta elimizde döner durur. Hem de okumaktan çok keyif almış olmamıza rağmen.
Baş ucumuzda bekler bekler. Abajur düğmesine basıp okumak o kadar uzak kalır ki.


İşte benim bu haftam okuma haftam oldu. Elimden kitapların biri gitti diğeri geldi.
Umarım her haftam böyle geçer.


Yorumlarım, Duygularım, Hüzünlerim.
Okuduğum tüm satırların yorumları ise zaman zaman blogumda...





27 Ocak 2013 Pazar

Blogger buluşması!

Perşembe günü çok özel ve güzel bir gün yaşadım.
Uzun zamandır evime gelmesini beklediğim blogger arkadaşlarımı ağırladım.
Günümün özel konuğu taa Avrupa yakalarından gelen 
Benim Dünyam blog adresinin güzel prensesiydi.

Hoş sohbetler eşliğinde mamalarımızı yedik.

Malumunuz blog aleminde yenilen içilen herşey meydanda.

Eee bu durumda mamalarımı göstermesem olmaz değil mi?

 İşte yediklerimiz...

İstediğim  gibi şişman olamayan pastam :(

Gönüller bir, Sohbetler çok güzeldi.
Evime teşrif ettikleri, heyecanıma ortak oldukları için o özel günümde yanımda olan tüm arkadaşlarıma 
Teşekkür eder, sevgilerimi gönderirim :)


23 Ocak 2013 Çarşamba

Sezonu kapatma girişimleri

Artık örgü sezonunu önümüzdeki kışa kadar kapatıyorum.
Biraz daha bir şeyler örersem elişine tövbe etmekten korkuyorum o kadar bıktım yani.
Eh havalarda bir o kadar güzel. 
Artık örgü iplerinden uzak durmak lazım.


Ama verilen sözlerde tutulmalı değil mi?
İlk önce Sevgilinin ricasını bitirdim.
O sadece ne örmem gerektiğini söyledi.
İp rengi, model, arma benim seçimim.


Arkadaşımın bebesine tulum örmesem olmazdı.
İpi bebişin annesi seçti. Modeli ben ayarladım.
Küçük bir şey ördüm. Doğunca giyecek İnşallah.


Ve gelelim benim farklı renkleri bir araya getirme aşkıma!
Tam tuhafiyeden çıkarken mavi ve yeşil rengi rafın kenarına sıkışmış gördüm.
Hemen poşetime atıverdim.
Ne yaparım ki bu renklerle derken son bir adet kalmış olan şeftali rengi-yavruağzı diye isimler takılmış ama benim ipin hangi renge daha yakın olduğunu anlayamadığım bu farklı rengi yanlarına iliştirdim.
Ve Orta boy bir diz battaniyesi ördüm.

Eh ne diyeyim artık gelsin yeni uğraşılar!..


16 Ocak 2013 Çarşamba

Ve Sahne Kapandı!


İlk önce tek başınıza olun bir kere.
Loş bir ortam bulup sinin bir köşeye.

Hayalinizdeki;
Kırmızı kadife perdeli sahneyi rahat göreceğiniz en güzel koltuğa kurulun.

Ve başlayın. Sahnelerin seyrine.


Tüm benliğiniz ile, tüm yok oluşlara,
yeniden doğuşlara, var oluşlara vurun kendinizi.

Bir süre sonra sizde çıkın sahneye.
Karışın oyuncuların arasına.
Titreyin kelimelerin dansıyla.


Yaşanmışlıklar sarsın her bir yanınızı ağır ağır.
Ve gönül yollarınız masum insanların ayak izleri ile lekelensin.

Yada durun!..
Unutun tüm yazdıklarımı.

Siz yazdıklarıma anlam yüklemek için, Yazmak için benim gibi, 
sadece kitaba el verin.


Bu unutulmayacak kadar dokunaklı bir hikaye.
Bu var olmaktan ziyade yok olmayı anlatan bir hikaye.
Bu yok olmayı anlatmanın da ötesinde.


Bu YARIM YÜZLÜ ADAM'ın hikayesi.

Bu YARIM YÜZLÜ ADAM'ın sahnesi.

Bu onun gibi yaşayamayanların hikayesi.
Bu özgürlüğün hikayesi!


YARIM YÜZLÜ ADAM'ın yazarına buradan ulaşabilirsiniz;

Keyifli okumalar!..

9 Ocak 2013 Çarşamba

İyi dileklerimle...

GEZMEK,


TOZMAK,


YEMEK,


İÇMEK,


EĞLENMEK!..

Hep sizinle yanı başınızda olsun...

Musmutlu geceler










6 Ocak 2013 Pazar

Aldım-aldım-aldım!

Bu hafta başından beri alma işini abarttım da abarttım!
Artık durulmam lazım.
Yada durdurulmam...

Neyse... Geleyim yolun ilk başına.
Belki de bu güzel dükkanı keşfetmeseydim almazdım bunca şeyi.
Broşlar bu muhteşem dükkandan ganimet.


Bu üçlü tabloların hayvan figürlü olanları küçük kuzenime,
Manken kızlar ise teyzeciğime,
Sonbahar teması da bana :)


Malum havalar iyice soğudu. Çorap stoğunu tazelemek lazımdı.


Mutfağıma küçük cadı kızlar.
Tuz ve karabiber üst üste.
Tek atraksiyonu bu ve kadınlara bir tuzak


Ne zamandır isteyen sevgiliye!


Hazır indirime girmişken dedim,
Hem sevgiliye hem bana.


Yine karar verdim.
Uzun bir süre ne kendime ne eve ne sevgiliye hiç bir şey almayacağım
:(
Umarım bir süre sözümde durabilirim...








4 Ocak 2013 Cuma

Çok çalışmam lazım Çook!

Sen misin ortada kendine kazak örerek gezen?
Millet damladı "hazır el atmışken bize de! Bize de!" Diye.
İlk önce sevgili kaptı ipini koştu geldi.
Süveter istiyor Beyzadem!..
Eh eli mahkum öreceğiz.

Sonra da arkadaşım maviş ipini almış gelmiş.
"Bende oğluma isterim" diye.

İşte şimdi bunları elden çıkarmaya debeleniyorum.
Hayalimde yaşattığım tablo işim ise yine uyku moduna geçti!


1 Ocak 2013 Salı

Aralık sonu-Ocak başı!


Bu ay ben!


Arkadaşlarımla güzel kahvaltılar yaptım.


Sporu bir çok kez ektim.


Ektiğim günler hocamın gazabına uğramamak için yürüyüşler yaptım.


Tatlı yeme işini çok abartmamaya çalıştım.


Yol kenarında dalında durmaya çaba gösteren fasulyeler gördüm.


Doktorun emri ile bol bol ciğer yedim. Ya da yemeğe çalıştım.


Kitaplığıma yeni süsler aldım.


Kendimi yeniledim.
Çevremde olmayı hak etmeyen insanlardan arındığım için bir kez daha şükrettim.
Ve benim için en önemlisi olan "beni yıpratmayı görev edinmiş" insanları umursamamayı öğrendim.