29 Eylül 2012 Cumartesi

Hafta sonuna ilk adımlar!

Hafta sonu bir son dakika misafir grubu daha ağırlamaktan duyduğum kıvancı sizlerle paylaşmadan edemedim.


Erkekleri salona itip bayanları mutfağa toparladıktan sonra önce kahve servisi ile biraz mideleri doldurup bekleme süresini uzattım.

Erkekler salonda bayanlar bana eşlik etmek için mutfakta muhabbetin dibine vurmuşken ben bir yanda can hıraş atıştırmalık bir şeyler hazırlamanın peşindeydim.


Tabi ki ara ara sohbetin bacağını yakalayıp muhabbetin içine içine girmeye çalışmadım değil!


27 Eylül 2012 Perşembe

Teşekkürü bir borç bilerek!

Hepinize geçmiş olsun dilekleriniz, Güzel sözleriniz Ve Tatlı temennileriniz için ayrı ayrı teşekkür ederim.

Rengarenk bir gece geçirmeniz dileği ile.


Huzurlu akşamlar!..

Hiç bu kadar kolay olmamıştı!

Sizlere pratik bir mayonez tarifi vermem gerekiyor.
Bunu kendime bir görev edindim. :)



Ben ilk olarak tadına baktım ve arkadaşımın tarifi vermesi üzerine şok geçirdim.
Diğer bilinen mayonez tariflerine göre çok daha pratik.

Benim gibi boş vaktinizde yapıp küçük kavanozlara doldurursanız uzun süre gidiyor.


TARİF;
1 adet yumurtadan yaptığınız mayonez bir paket makarna salatasına tam karar geliyor.
Ama tam net bir ölçü olmadığı için yumurta adetini kendinize göre ayarlayabilirsiniz.

Birde önemli püf noktalarından biri çırpma teli yerine blender kullanmanız lazım.
Yoksa yumurta havalanıyor ve mayonez bir türlü katılaşmıyor.



Çırpma kabına bir adet yumurta kırıp önce biraz çırpıyoruz.

Sonra bir yandan çırpıp bir yandan sıvı yağ ekliyoruz.

Sıvı yağ eklemek bize kalmış istediğimiz katı oranı sağlamak için bol eklemek lazım.

Sıvı yağ yumurtaya karıştıkça katılaşıyor. İstenilen katılığa geldiğinde ise yarım limon sıkıyoruz.

İşte mayonezimiz hazır...

Yapın ve bana yazın. Tamam mı?..


26 Eylül 2012 Çarşamba

Yeni sezon ürünler

Hasta olmanın en güzel yanı sanırım çevrendekilerin senden hiç bir sorumluluğunu beklememesi.

İşte bunu fırsat olarak değerlendirme bilincinde olmak ise paha biçilemez.



Fırsat bu fırsat, gün bugündür diye önce arkadaşımla güzel bir kahvaltı  yaptım.
Uzun zamandır yapmak istediklerimin arasında olan planı hayata geçirmek için tuhafiyenin yolunu tuttuk.
Malum kış yavaş yavaş geliyor hazırlıklı olmakta payda var.


Alışverişimizi bitirdikten sonra karnımızın açlığına kulak verip,
Açken yemeyi en çok sevdiğimiz şeyi Künefemizi yedik.



Artık eve dönüp yeni iplerimizi yola koyma zamanı gelince biraz aburcubur zulalayıp koltuğumuza kıvrıldık.



Tam 8 saat hiç kalkmadan örgü örmüşüz. En karışık kısmı hayalinde tasarladığını ip ve şişe uyarlamak sanırım.Bu konuda gayet iyiyim o yüzden sezonun başı ipini alan bana gelir yada birlikte gideriz seçmeye.


Ve sekiz saatin sonunda kazağımın ön kısmı bitmiş ve hayalimdeki modelle birebir olmasından dolayı mutluluktan uçmuştum.


Bu kadar hareketli bir günden sonra Gecem ve sabahım ağrılarım ve ben olmak üzere aheste aheste takıldık. NEYSE!..




Bu arada hayallerim bambaşka yepyeni iki model daha geliştirdi ve hayata geçirmem için beni ikna etti.

Çok yakında VİZYON'da....











24 Eylül 2012 Pazartesi

Aa benim avanak, arızalı gönlüm!


Evet artık sizlere bilgi dahilinde bir post yazmam gerektiğini biliyorum 
("Özledik gıı seni" çıldırışlarınızı duyar gibiyim)


15 gündür hissedilir derecede olan hastalığım sadece "Kendine, Bünyene dikkat et" durumunda idi.

Ama sağ olsun "Hafta sonunun içine edeceğim nihahahaha" kahkalarına kulak asmadığımı görünce Cuma gecesi şiddetlendi ve Cumartesi sabah güneşini acilde karşıladım.


Bu arada benim ailede 5 adet sağlıkçı var. 

Bu durum dahilinde 15 günlük telefon konuşmalarımda ısrarla 
"Devlet hastenesine git, orada daha kapsamlı bakarlar"
ısrarları sebebi ile soluğu Büyükçekmece devlet hastanesinde aldık.

Haa Acil dediysem hastaneye gider gitmez tüm doktor, hemşire etrafımda fır döndü. Çayım hiç eksik edilmedi, hemen yanına bol fıstıklı baklavam geldi sanmayın sakınnn.

Tam 3 saat sıranın bana gelmesini bekledik. (Hani acildeyiz ya)

Bir yandan Sevdiceğin Özele neden gitmiyoruz imaları, serzenişleri ve çıldırışlarını çektim durdum.


3 saat sonunda girdiğim doktordan "idrar ve kan tahlili yapın bana" diye yalvarmalarım 
"Pazartesi özele git, Salı yine gel" cevapları ile sık sık dumura uğradı.

Bir idrar tahlili için öldüm öldüm dirildim doktorun gözleri önünde.

Son hareket olarak Tahlil sonuçlarına (Normalde 45 dakika) hafta sonu olması sebebi ile 1 buçuk saat;

(Hani acildeyiz ya) sistemin arızasına mağruz kalaraktan 2 saati tamamladığımız tahlil sonuçlarını göstermek için 1 saat kadar yine beklediğimiz günün sonunda 


"Herşey normal, hiç bir şeyin yok" diye eve gönderildiğimiz bir gece ile bitirdik.


Ailede bulunan Hemşire, Doktor, Laboratuvar teknisyeni şahsiyetleri arayıp tek tek tahlil sonuçlarını okumak ve gecenin sonunda


idrar yolları üşütmesi, 

idrar yolları enfeksiyonu ve 
idrarda görülen kan pıhtıları sebebi ile 
15 gündür süre gelen ağrılarımın başlıca sebeplerini öğrenmiş oldum.


BUGÜNÜM MÜ?

Hastanenin Acil bölümündeki mavi Plastik sandalyelerde oturmaktan bel ağrısı, hastane havasından baş ağrısı hediyesi ile yaşamaya çalışmakla geçti




21 Eylül 2012 Cuma

İnanılmaz bir SON!..

Müthiş bir başlangıç, Hızlı bir konu, Sürpriz bir final.





Harlan Coben kitaplarından hep emindim zaten. 

Ama hiç bu kadar Sarsılmamıştım. Yanılmamıştım. Yok olmamıştım.
Konuya kendimi kaptırıp gitmiştim ki o sürpriz son tarafından kovalandım.


Kayıp bir adam, kocasını arayan bir kadın.
Tam hangi tarafta olduğunuza karar verdiğiniz anda olaylar sizi allak bullak ediyor.
Her seferinde "tamam işte bu sefer son" diyorsunuz.
Ama yazarın kalemi tekrar çıkmaza giriyor.
İnsanlar koşturmaya başlıyor, hikaye arap saçına dönüyor.

Ya da "Bu hikaye bitmeyecek" diye umutsuzluğa kapıldığınızda  "SON" bir anda sizi tokatlıyor.
Ne olduğuna, nasıl bu hale geldiğine inanamıyorsunuz.
Hiç bir sayfada fotoğraftaki ile ilgili bir ipucu olmadığını düşünüyorsunuz.
Yazarın hiç ipucu vermediğini.
Sonra belkide bir yerlerde hafifçe yazmış ve ben görmemiş olabilir miyim? diye düşünüyorsunuz.
Sonra ne mi oluyor?
Geri dönüyorsunuz, Son 50 sayfayı tekrar okuyorsunuz!
Yavaş yavaş sindire sindire.
Biraz önceki aceleciliğinizi bastırarak.
Bir anda "Hadi ama canım. Yok artık?" dememek için yavaş yavaş okuyor, aralarda duraklıyorsunuz!
Sayfaları sindire sindire, kelimeleri içe içe...



Okumayanlara, Benim gibi yazarın bu kitabını hep erteleyenlere, Yazarın tüm kitaplarını okuyup bu kitaba bir şekilde vakit ayıramayanlara.
Evet Sizler! Erteleyin tüm okunacaklar listesindeki sırayı.
Harlan Coben'in Karanlık Fotoğraf 'ına takılın, 
Başlayın ki bağlanın.
Ve okumamın üzerinden bir kaç hafta geçmesine rağmen hala etkisinde kaldığım bu romanın ağlarına takılın...






20 Eylül 2012 Perşembe

Elektrik boşaltım merkezi!

Güne hafif bir kahvaltı ile başlayıp,


Öğle vakti bebek görmeye gittik. Artık yeni doğandan çıkıp minik bir adam olmuş kendisi.
(Bu arada ikinci ayında ama ilk doğduğu günü görünce)


Anneye ve bebeğe küçük armağanlar aldım.
Hey bu arada ben bir teyzeyim.
(Her ne kadar Manevi teyze olsamda :))


Ve günün hızını 5 çayı ile yavaşlatıyorum.
Olanları size yazmak ise günün keyifli kısımı...



19 Eylül 2012 Çarşamba

İşte Dingin ben!


Dünkü tatlı telaşlardan sonra bugünü kendime ayırdım.


Dingin dakikalarda ben...




18 Eylül 2012 Salı

Gelen- Giden ve Ben!

Sabah 8'de kalkıp 8:30 da tekrar yatmıştım ki Sevgili arkadaşım kapımı yumruklamaya başladı.
Uyku sersemi mi desem, boş bulunmak mı bilmiyorum.
Kızı kapıda uzunca bir süre bekletmişim.

Uzun bir kahvaltı bol muhabbetten sonra biraz yürüyüş biraz alışveriş için düştük market yollarına...






Market alışverişi sonrası eve tek döndüm. 
Tam biraz tembellik yapayım derken başka bir arkadaşımın "Çayı ocağa ver, sana geliyorum" telefonunu alınca koştur koştur aldıklarımı yerleştirdim.


Bir sofrada ikindi vakti kurup tekrar başladık çay ve sohbet kısmına.




Evimi toparlayıp, işlerimi bitirdikten sonra artık biraz da kendime vakit ayırıyorum.


Sevgiyle...

15 Eylül 2012 Cumartesi

Macaron's

Alıştınız değil mi her hafta sonu benim tatlı tatlı paylaştığım resimlere?
Bende düşündüm ki bu hafta sonu için lezzetli bir şeyler paylaşmazsam gününüz kötü geçer.

İşte o yüzden sizlere yukarıdakiler gibi tatlı, renkli, huzurlu bir hafta son diliyorum.
Bol eğlenceler.



13 Eylül 2012 Perşembe

Evrene giden mesajların geri dönüş yolu!

Sanırım Hayaller postumdaki dileklerim evrene ulaştı.
Sabah gelen hediye ile günü MUTLU geçirsem diye bir ricada bulunmuştum.
Ve İşte evrenin Bana dönüşü...


Sevgilimin elinden Orkidem.


Israrla söylüyorum; Çiçekçiden alınmış 1 hafta zor dayanan ve sonrasında pis kokusu sebebi ile çöpe atmak zorunda kaldığım çiçeklerden hoşlanmıyorum.
İlla ve illa saksı çiçeği.
Bunu bilen sevgilim benim için, benim sevdiğim, benim istediğim gibi saksılı çiçek ile çıktı karşıma çıktı.

Sanırım onu beni anladığı için çok daha fazla seviyorum. 
Ya da benim kadar zor olmadığını her fırsatta dile getirip beni zorlamadığı için...



Bu sabah tatlı arkadaşımın bana yaptığı sürpriz ise mutluluğumu katladı.
Daha önce beğendiğim küpeleri aklının bir köşesine yazıp bana armağan etti.

Hem rengine hem modeline hayran kaldığım küpelerim.


Ve bu saatlerde gelen son hediyem Sevgilimin arkadaşından.
İş için Dubai'ye giden arkadaş bizim için en uygun hediyenin Nargile tütünü olduğuna karar vermiş.

Çok da iyi etmiş, çok da güzel yapmış.

İşte Dubai'ye has eşsiz tütünümüz.


Bu arada not düşmeden edemeyeceğim;;; Evrene mesajınız varsa biz bir mail kadar yakınız.
Her türlü mesajınız itina ile evrene iletilir...

Sevgi ve saygılarım ile.
CUT

12 Eylül 2012 Çarşamba

Pratik, Kolay ve günlük!


Yine kilerdeki kutuları karıştırdım.


Ve alıp attığım zincir ve boncuk setini görünce hemen harekete geçtim ve kendime sade günlük bir hal hal yaptım ;)







10 Eylül 2012 Pazartesi

LAGOH PRANO!

(Mutlu Beden)

Hafta sonumu bu görüntü ile bitirdim.
Bir kilim üzerinde kendimi gökyüzüne kaptırdım.
Yanı başımda ise taze taze...




9 Eylül 2012 Pazar

09.09.2012

Hepinize mutlu,
Sakin,
Dinlendirici bir pazar günü ve akşamı diliyorum!


Sevgiyle


7 Eylül 2012 Cuma

Yepyeni bir Cuma turnuvası! Şu an tüm sinemalarda)


İlk önce 60. takipçiyi ne kadar çok bekledim bilemezsiniz :)
Bu sözüm sana (boyaynası yansıması)  :))

Daha önce BU ve BU yazımda Cuma turnuvalarımızdan bahsetmiştim. İşte uzun zaman sonra bir Cuma turnuvası ile karşınızdayım.

Her hafta Cuma turnuvaları benim evimde olacak ve sevdicek beni yoracak.


Bu mümkün mü sizce?   Tabiki hayır!
O yüzden bu hafta hazır gıdalara yönlendik.




Tatlılarımız ve atıştırmalıklarımız gözler önünde :)

Sanırım geceniz en güzel lezzeti kestaneli pasta olmuş.
Şuan bile çok güzel gözüktüğünü itiraf etmek lazım.
Pelit'ten aldığımız pasta zaten tartışmalara açık değil.
Pasta konusunda Pelit'ten vazgeçmem diyenlerdenim
:))



5 Eylül 2012 Çarşamba

Hayaller

Güne böyle kocaman bir hediye paketi ile başlasam,


İçinden böyle bir ayakkabı çıksa,


Bu mutlulukla, Biraz tatlı atıştırsam.


Sonra tembel tembel oturup dergilerle haşır neşir olsam,


Biraz bilgisayarda takılsam,


Günün hayallerini, yalnızlığını sevgilimin kolunda bitirsem...


Neyse bu kadar tembellik yeter. Hayal kurmayı bitirdim.

Artık kalkıp evin işlerini bitirmem lazım, 
Sonra boşalan dolabımı doldurmak için market alışverişi işini halletmem
Yorgun ve bitap eve dönmem lazım.
Elimde sürünen kitabı bitirmek için fırsat kollamak ve sevdiceğe söz vermiş olduğum böreği açmam lazım.

Deniz gitti!





3 Eylül 2012 Pazartesi

Kırmızı Kiraz: hediyeleşelim mi?

(Alıntı)

Önce hediyelerin birbirine uyumu için bir konsept, sonra hediye seçeneklerine göz atmam gerekiyor.

Şanslı arkadaşlarım haydi hediyeleşelim! Kırmızı Kiraz'da sizi bekliyoruz...
:)


kırmızı kiraz: hediyeleşelim mi?: Hadi hediyeleşelim... Herkes birbirine hediyeler versin. Paketler, kargolar, sürprizler havada uçussun. Tanımadığımız biri için hediye se...

Mutluluk rüzgarları

Güne; 
Arkadaşlarınla birlikte sıkı bir kahvaltı ile başlamak,


Güneşi hafif bir çay beraberliği ile uğurlamak,


Yıldızları tatlı tatlı izlemek...


Şu kısacık ömrün yaşanılır olmasını sağlayan küçük mutluluklar
:)






Pazartesi'nize!..




2 Eylül 2012 Pazar

!!!

Hepinize mutlu bir pazar akşamı,
Huzurlu bir gece diliyorum.


Sevgiyle...