29 Mayıs 2013 Çarşamba

Bazen VE Her Zaman!...


SABAHIN İLK IŞIKLARIYLA GÜNE BAŞLAMAK,

,

ÇOCUKÇA GEÇİRİLMİŞ BİR GÜN,


ROMANTİK TONLARDA BİR KAHVE KAÇAMAĞI,


GECE YARISI SEVGİLİ İLE KUMBURGAZ YÜRÜYÜŞÜ,


KIZ KIZA ALIŞVERİŞ OYUNLARI,


SULTAN AHMET'TE BİR GECE,


DOSTLARLA BALKON SEFASI,


BOĞAZDA BİR AKŞAM ÜSTÜ...





24 Mayıs 2013 Cuma

HAYAT'ım Benim!..

HAYAT;
İnsanın kendi yaptığı ekmeğe, kendi yaptığı çilek reçelini sürüp yemesi kadar LEZZETLİ...

Sabahın ilk ışıklarını hissetmek kadar KEYİFLİ...

Taze bebek kokusu kadar GERÇEK...

Küçük paketlere büyük umutlar sığdıracak kadar GÜÇLÜ...

Bir kutu çikolata kadar TATLI...

İkilileri buluşturacak kadar TESADÜFİ...

Çikolata ve kahve birlikteliği gibi İNANDIRICI...

Aksesuarlar ile hareketlenen kıyafetler gibi havalı...


Kısaca; Hayat beklenenin çok dışında 
ŞAŞIRTICI!..











21 Mayıs 2013 Salı

Yaz serinliği...

 Merhabalar güzel insanlar :D


Yine yazmaya çizmeye geldim ;)
Bugün sizlere süper, pratik ve lezzetli bir limonata tarifi vereceğim.
Bu tarif Büyük annemden bana yadigar.

Limonları sıkarak elde ettiğiniz limonatadan çok daha farklı ve net bir tadı var.

Şöyle açıklayıcı bir fotoğraf paylaşayım önce...

İyice yıkadığınız limonları fotoğraftaki gibi küçük küçük dilimliyoruz.
Üzerine şeker döküp ya bir gece ya sabahtan akşama kadar dolapta bekletiyoruz.
Bu sürenin sonunda limonları güçlü bir şekilde yoğuruyoruz.
Çıkan suyu bardağın yarısına kadar doldurduktan sonra üzerine su ekliyoruz.

Kısaca şöyle anlatayım; 3 adet limondan 2 kişilik 1 aileye 4-5 gün boyunca limonata elde edebiliriz.
Bardağın hepsine full doldurmadığımızdan bol bol limon suyu elde etmiş oluyoruz.
Zaten su katmadan içilemiyor.


Hadi bakalım Afiyet Şeker Olsun...
:)

16 Mayıs 2013 Perşembe

Güzel havalar ile gelen arkadaş sofraları!..

Merhabalar!..
Pek datlı blog okuyucularım ;)
Bugün yöresel tatların bir araya getirildiği bir davetteydim...
Çok kalabalık olmamakla birlikte sakin huzurlu ve zevkli geçti.


Masamızda sırasıyla;
Tavuklu, havuclu salata.

Fellah köftesi, Otlu börek.

Kete, yoğutlu patates salatası vardı

Fellah köftesini daha önce tatmış ve tadından çok hoşlanmıştım.
Bugünde bol bol yedim.
Kete de ise sanırım kimse Erzincan'lıların eline su dökemez.
Masamızın iki güzel yıldızı olur kendileri.

Hepsinden azar azar yemek kaydı şartıyla tatlarına baktım.
Çok güzel ve lezzetliydiler.
:))

14 Mayıs 2013 Salı

Merhaba bulutlu ve soğuk Salı günü:D

 Merhabalar...
Bulutlu nemli, soğuk bir İstanbul gününden sesleniyorum :)

Hep derim puslu havalar benim diye ;)
İşte bugün benim olan havalardan biri...

Güne Çoook mutlu başladım.
Hemen kahvemi kapıp nerelere yürüyüşe gitsem diye düşünmeye başladım.

Sabah evimi toplarken parfüm kutumun içine tıkmış olduğum ve orada unuttuğum 
Selülit serumlarımı ve renk açıcı cilt maskelerimi buldum.
Nasıl mutlu oldum anlatamam.
Bu ürünleri ne için aldığımı hatırlamıyorum :(
Bazen ihtiyacım olmamasına rağmen sadece indirime girmiş diye aldığım ürünlerim oluyor.

Ee artık Mayıs ayındayız.
Yaz geldi sayabiliriz.
Sıcak havalar mutfağıma yaradı.
Yine bu yılda başladım hafif tatlara, salatalara.

İşte bu akşamın hafif menüsü...
Koca birer bardak su ile :)

Hah birde işte instagram hesabımın linki
hepinizi beklerim :)


10 Mayıs 2013 Cuma

Detayların ayrıntısı

Hafta sonuna 1 kala hepinize kocaman Selamlar!..

Misafir sonrası evi toplama takımları yerleştirme işleri ancak bitti.
Şuan modum bu;

Bu postumun amacı bundan iki önceki Güneşli günler, Güzel havalar! adlı postumda bir fotoğraf ile anlattığım masanın ayrıntılarını merak edenler için özel olarak hazırlanıyor
;-)


Toplam 3 kişi olup samimi bir ortam hazırlamak istedik.
Bu sefer salon masasında değil tam salon halısının üzerine kocaman bir sofra kurduk.
Uzun zamandır yerde keyif yapmıyorduk.

Herşeyi birlikte pişirdik, hazırladık, yedik ;)
Menümüze ilk olarak çorba ile başladık.

Ortaya kocaman bir salata oturtup,
Menümüzü kumpir ve çilekli vanilya dolgulu pasta ile tamamladık.

Bolca simit, Bir kaç farklı çeşit kuruyemiş ile masayı donattık.

Seviyorum insanları.
Tanışmaları, kaynaşmaları, paylaşmaları...
Kendime, aileme, çevreme vakit ayırdıktan sonra kimseyi ilgilendirmez 
"Çevremin geniş olması"

Ben böyle çok çok mutluyum. 
Ön ayaklarınızı çekin hayatımdan.
Kendine bile hayrı bulunmayan dillerinizle anmayın adımı olur mu?


9 Mayıs 2013 Perşembe

Tek gözü ile bile hareket!

Merhabalar blog camiasının sıkı dostları ;)
Size bu haftam hakkında güzel şeyler yazmak için kendimi zorluyorum :(
Çünkü bu haftaya iki sağlam gözle girip bir gözü açamayacak kadar şişirip öyle geçiriyorum...

Evet efenimmm Salı sabahı sinek ısırığı sandığım göz gece kırmızı kocaman bir balona dönüştü.
Doktora gitmemek gibi bir tembellik yapıp Çarşamba sabahına kocaman bir gözle günaydın dedim.
Ve pes edip bugün sabah ilk iş olarak acilin kapısına dayandım.
(Evi toplama, temizlik, yemek, çamaşır, ütü işlerini bitirdikten sonra)
Yanlış anlaşılma olmasın yani sağlığım önceliğimdir tabi ki ama... :)


Evet böcek gibi bişey ısırmış (bu sinekte olabilir tabi tam tespit edilmedi kendiler) oda bir cins mikrop oluşturmuş. Adını o an da da şuan da hatırlayamıyorum.

Böylece dersimizi almış olduk. Ve bu bulutlu havada güneş gözlüğü takan bir zatı muhterem olup tüm site halkına rezil olmuş oldum :(

Haaa gözüm böyle diye sakın sosyal hayattan koptuğumu düşünmeyin :)
Doktor dönüşü 2 arkadaşım ile kafe muhabbeti


Devamında ise misafir ağırladım :)


Şimdi evimi toplayıp yeni oturdum.
Yanımda ise çayım ve misafirlerim için yaptığım tatlıdan küçük bir dilim var :)


Çok süperim ben çoook



7 Mayıs 2013 Salı

Güneşli Günler, Güzel Havalar!..

Pek sevgili blog canlarım.
Sizlere kocaman bir MERHABA!..


3 haftadır full sokaklardayım :) Tabi bu vurdum duymazlığımın tek suçlusu güzel havalar.
Uzun yürüyüşler, dostlarla oturulan Cafeler,
Keşfedilen yeni semtler...
Hepsi ama hepsi yaşamımda ki bu enerjinin sırrı :)

Gece 3lerde 4lerde yatmama rağmen gün doğmadan yaptığım kahvaltılara,

Arkadaş buluşmalarını sıkıştırıp,

Birde kendi evimi misafirlerle dolduruyorum.


Bu tempo yetmezmiş gibi, canhıraş spor yapmaya devam ediyorum.
Doktorum çok zayıfladığımı ve bünyemin artık kaldırmayacağını söylediği için şuan kas olayına yüklenmiş bulunmaktayım.
Spordan vazgeçmem :) Vazgeçiremezler :D

Havalar çok ısınmamasına rağmen benim iştah ufaktan kaçamaya başladı :D
Haftalık 5 kilo sütten yoğurt mayalıyorum birde 5 günde 1 ekmek yapıyorum.
Eee iştah belki de bu güzel lezzetlerimi  yemem için bana fırsat sağlıyordur.

Gündüz hafif şeylerle beslenince akşam biraz kaçırabilirim değil mi?
Evet! :D
Bu arada görmüş olduğunuz tabak sevgili ile bana...
Arkadaşlarıma güzel tabaklar hazırladığım için biraz kıskançlık oluyor da.
:)


Sizlere de benim kadar tempolu güzel günler diliyorum...






2 Mayıs 2013 Perşembe

Onigiri (Japonya resmi lezzeti) :D

Pek tatlı takip dostlarım. Bu aralar çok çok sevimli yorumlar alıyorum.
Ve bloguma karşı olan sevgim gittikçe artıyor.

Bir önceki postum da yazmış olduğum Onigiri bir japon yemeği.
Blogumdan anlayacağınız gibi değişik tatları yemeyi seviyorum
(Kiloya dikkat etmek kaydı şartıyla :)

Sık sık mutfağa girmeyen girse de aperatif yemekler yapan biri olarak özel tatları gerçekten isteyince yaptığım zaman ortaya çok leziz tarifler çıkıyor.

Mesela bu ara farklı ülkelerin sütlü tatlılarına merak saldım.
Fırsat bulduğum ilk vaktimde girip yapacağım.

Neyse efenimm gelelim Onigiri'mize


Kendi ülkesinde haşlanmış pirinç ile yapılan bu toplar Türkiye'ye gelince bir gün önceden kalmış pilav ile yapılıyor :D Tereyağlı ve tuzlu... Bu Onigiri'mizi daha lezzetli yapsa da ben sadece haşlanmış pirinç kullanıyorum.

Haşlamış olduğumuz pirinçlerin orjinalin de içine çiğ balık konuluyor.
Ama siz bunu çeşitlendirebilirsiniz!
Ben mısır, Ton balığı, haşlanmış havuç rendesi, Patates püresi gibi şeyler dolduruyorum.


Pirinçleri ıslak ellerimizle top yada fotoğrafta görmüş olduğunuz diğer şekilleri vererek kızartma şekline getiriyoruz. Bu arada pirinçler biraz fazla pişmiş olacak :) 
Bu durumda dünden kalan ve lapa olmuş pilav çok işinizi görebilir ;)


Bu şekilde bir aparatda çok kullanışlı olabilir.
Tercih sizin hangisi pratik gelirse. Ben genelde Orta boyutta top olarak seçim yapıyorum.

Sıra geldi kızartma işlemine;
İstediğimiz şekli verdiğimiz pirinç toplarımızı Az bir su ile incelttiğimiz soya sosu dolu tavada kızartıyoruz.


Kızarma işleminden sonra birde yosuna sarıyorsunuz. Büyük Marketlerde bulabilirsiniz.
Benden başka kimse yosunlu halini sevmediği için genelde kullanmıyorum.
Eğer soya sosunda kızarmak istemezseniz batırarak tüketebilirsiniz.
Tercih tamamen sizin :)


Bu görmüş olduğunuz abi Onigiri sevgisini abartmış :D
Gerçi Japonların da Onigiri'lerine karşı ayrı bir sevgileri var.
Nette arattığınız zaman Onigiri ile ilgili Animeler, Tığ işleri, Anahtarlıklar görmeniz mümkün.
Japonlar Kahvaltı atıştırması olarak tüketiyormuş. Çok doyurucu bir şey değil zaten.
Orada paketlenmiş şekilde satılıyor. Bende giden oldukça getirtiyorum :)
5 çaylarınızda da gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz.


Ha bu arada ben yapım aşamasında tek tek fotoğraflamadığım için görüntüleri netten aldım.
Bir daha ki sefer gündüz rahat rahat yapar sizinle paylaşırım :)

Eh ara ara dünya mutfağından denediğim tariflerine sizinle paylaşayım madem ;)

Sevgiyle kalın ey sanat sever dostlarım ;)

(Deneyince haber vermeyi unutmayın olur mu?)