28 Ekim 2013 Pazartesi

Son güneşli günler!


 Bir anda bir kaç derdi bir araya getirip kahve kaçamağı yaptık arkadaşımla...




Mado'da bir Mola...
Biraz güneş görünce dondurma sezonunu kapatalım dedik
;)




İstanbul sokaklarında kısa bir yürüyüş yapıp tarihi soluduk...






Teyze olmak zor iş...
Her ne kadar manevi olsak da :)
Mevlüd hazırlığı, bebek kostümü, konuk listesi derken ancak soluk alıyoruz.




Bu partinin ise ayrıntıları bir sonraki postta olsun olur mu?
Çünkü ayrıntı ve görsellik fazla :)
Bu bir 2 yaş doğum günü partisi. 
Pasta kesen prensesimiz ise biraz daha farkında ve eğlencenin tadını çıkarma derdinde.




Ehh bu da benim bebişe ;)
Sürprizzzz 
:p

Bebişe hazırlık modu...
Ve annesine ekşili bir şeyler :)
Pasta ve ev yapımı limonata!

22 Ekim 2013 Salı

İstanbul'da bir gün! (Hidiv Kasrı)

Pek sevgili blog dostlarım
Sabahı şerifleriniz hayr ola...


Bu aralar gezi yazısı paylaşamadım derken bayram tatilinin yorgunluğunu atar atmaz geldim.
Eğer sizde bizim gibi bayram tatilinde sabit bir noktaya gitmediyseniz,
Bu tatilde İstanbul'u gezelim dediyseniz
Vayy Halinize :) halimize.


Çünkü tatil tatillikten çıkıyor bambaşka bir hal alıyor
:(
Sabah apar topar çıkılan eve akşam yorgun giriyor 
buda yetmezmiş gibi bir o yana bir bu yana koşturmaktan
pestiliniz çıkıyor.



Neyse sıkıcı ayrıntıları bırakıp fotoğraflarla gözünüzü gönlünüzü açayım.
İstanbul'da yaşamayanlar için veya burada yaşayıp gidemeyenler için.

Bir Hidiv Kasrı manzarası paylaşayım.

Ben Hidiv Kasrına gitmekten çok keyif alanlardanım
:)
Ya Siz?




Bayram olmasına rağmen oldukça sakindi.
Bol bol yürüdük gezdik dolaştık.
İstanbul'da gezmenin kolaylığı korularda çıkıyor.

Çünkü genel olarak fazla kalabalık olmuyor.
Olsa da geniş bir alana yayılmış olduğunuz için rahatsız olmuyorsunuz.

Bebeleriniz, çocuklarınız rahatça koşup, gezebiliyor.
Siz köşklerde uzun uzun oturabiliyorsunuz ;)




Hah birde benim gibi fotoğraf çekmekten çok keyif alıyorsanız,
bol bol çekim yapıyorsunuz 
;)






Fotoğraflarla fazla oynamadan,
orjinalliğini, güzelliğini bozmadan kendime güzel bir Hidiv Kasrı albümü oluşturdum.





Malumunuz kulesi ile İstanbul'un bir çok noktasından görülen bu kasır içindeki hiç bozulmadan korunmuş atmosferi ile insanı 1907lere götürüyor.





Bir zamanlar otel olarak da kullanılmış olan bu yapı 1996 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin  kuruluşu olan Beltur'a geçmiş.
Bu sayede her kesimin rahatlıkla gidip çayını kahvesini içeceği 
pazar kahvaltısnı yapabileceği bir Kasır halini almış.





Sizde benim gibi gittiğiniz Koruların, Kasırların Beltur tarafından işletiliyor olmasına dikkat ediyorsanız,
Aile bütçenizi sarsmadan rahat rahat gezip yiyebileceğiniz bir mekan.




Abbas Hilmi Paşa'nın 1907 yılında İtalyan Mimar Delfo Seminati'ye Art Nouveau tarzında bu körkemli kasrı inşa ettirmiş.
(Art Nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, 
kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı
bir sanat akımı)





Zaten mekanı gezerken Osmanlı mimarilerinden farklı olduğunu anlıyorsunuz.
Daha uzun sütunlar bir kaç bölmeden oluşan salonlara sahip.





Gözünüz gönlünüz açılsın diye bol bol fotoğraf...





Diyorum yaa yemedim içmedim bol bol çektim durdum her bir yanı.





Kahvemin bile soğutmuşum:) o derece yani...






Geçmişten günümüze bu kadar özenle getirilmiş olan tarihi mekanlarımız, konaklarımız, korularımız olmasa kimliğimizi, neslimizi unuturuz.

O yüzden evlatlarımıza gezdirmek, öğretmek lazım.
Ve özellikle de nasıl korunacağını!..

Restorasyonda, işletmesinde, güler yüzlü elemanlarında
kısacası emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım...

Sevgiyle....



















16 Ekim 2013 Çarşamba

Bayram'da çocuk olmak!


Musmutlu Bayramlar! :)



Bu güzel fotoğrafı ve bunun gibi lezzetli Pembe, 
zevkli fotoğrafların bulunduğu Facebook sayfamı ziyaret etmek için 



Tık tık....

      Pembeli_Deniz



10 Ekim 2013 Perşembe

Hayata yetişme koşturması!

Merhaba soğuk, Merhaba yağmur ve bulutlar!
Artık İstanbul'a soğuk hakim. Isıtacak kadar sıcak olmasa da arada gülümsüyor güneş.
Tabi ki yeterli değil.
Bir kış bebeği olarak oldukça severim yağmuru, çamuru.
Ah birde Beylikdüzü'nün fırtınası olmasa ;) Neyse...


Uzun etekler çıktı, Sandaletler kalktı yerini mevsimlik ayakkabılara bıraktı.
Sezon girişi bir kaç parça alışveriş iyi gelir diyerek.....
Aile bütçesini biraz sarstım :)
- Etek LC Waikiki)



Watsons alışverişi.
Eee o kadar gezip Watsons'a uğramadan olmazdı değil mi?
:)

Her zaman kullandığım Elidor'umu bi sefer değiştirdim. 
Fön kullanmayı sevdiğim için elektiriklenmeyi önleyen saç bakımını alıyordum.
Bu sefer Düz saçlar için olanını aldım ve sanırım bunu daha çok sevdim.
Aradığım buymuş ;)


Şampuanlarıda unutmamak lazım.
Diş macununu indirimde görmek :) Yenilenmesi gereken fırçaları hatırlamak 
ve şampuan için Çam terebentin yağı.
Saçların sağlıkla ve hızlı uzaması için :) Şampuana katılan Çam yağından oldukça memnunum.
Tabi birde ayda bir uçlardan kırpmak.
Blog işine başladık başlayalı sır filan kalmadı :) 
Hemen yazıyoruz değil mi pratik bilgilerimizi!



Birde eksikliğini fark ettiğim Pembe toka alışverişi
:)
Benim dolabımdan nasıl eksik kalmış değil mi?




Birde Bazen İkea 


Arada yağmur ve kitap ikilisi ile hasret giderme çabaları!





Ve bir Pazar kahvaltısı!..


Pembeli Deniz de hayat böyle.
Ayrıca kiler olarak kullandığım odayı tasarlama ve araştırmaktan sıkıldığım bir kaç parça alınacağa karar verme dönemindeyim.

:)
Sevgiyle









8 Ekim 2013 Salı

Pembece bir GÜN!..


Yağmurda bir Vapur kaçamağı!



Bir Konsept bulup ölümsüzleştirme anı...



Piknik örtüsünde küçük bir misafir...



Bir arkadaş pisisi...



Arşivden...
Nargile içilen zamanları özlemek...



Avm yaramazları...



Serin bir İstanbul'da Koru yürüyüşü...
(Fethi Paşa Korusu-Üsküdar)



Terk edilmiş bir ev kedisi...



Parkımızın ilgi odağı...

3 Ekim 2013 Perşembe

Teyze tarifi ;)

Günaydınlar Efenimm.
Güzel, lezzetli, pratik bir ana yemek tarifim var bugün.
Kendileri teyze tarifi oluyor ;)


Tavuk butlarımızı az yağ gezdirdiğimiz tenceremize yayıyoruz.
Üzerine mantar, biber, patatesleri bu sıraya göre sıralıyoruz.
Ve tenceremizin kapağını kapatıp kısık ateşe bırakıyoruz.




İlk önce mantarlarımız suyunu bırakıyor. Sonra çekiyor.
Bu işlem sırasında tüm malzemelerimiz pişiyor.
Sonra susuz şekilde biraz kızartıyoruz.
Fotoğrafta gördüğünüz gibi Tavuğun tabanı tamamen kızaracak.

Hiç su eklemeden, az yağla yapılan bu yemek hem çok lezzetli,
hem çok pratik.
:) 
Deneyince ne demek istediğimi anlayacaksınız
;)

Afiyet şeker olsun

1 Ekim 2013 Salı

Ne yemişim ne yemişim!....


Gülben Ergen'in programında yapmaları sonucu canim feci kısır çekti. 'Amannn boşver' dedim. Baktım dayanamıyorum, akşamı da bekleyemiyorum marketin yolunu tutup içecek ve bulgur temin edip ver elini mutfak  Çok yoruldum ama değdi gibi.



 Gecenin bir vakti canım birde pizza istedi. 
Ama öyle bir şey değil illa simit sarayı pizzası olacak.
Ehh gecenin 12 buçuğunda aradık taradık bulduk ;)



Moralimin bozuk olduğu bir zamanda arabaya çağırıldım.
Bindiğim an koltuğun arasında bu sürpriz ile karşılaştım 
:D
Çok mutlu oldum bilemezsiniz.



Hastanede kan verdikten sonra kaybettiğim enerjiyi geri kazanmanın 
en iyi yolu Chocnette olur du :)



Arkadaşla buluşur buluşmaz ilk işimiz bir çiğ köfte kaçamağı olur.
Şarttır ille yapılır yapılmazsa telafi edilir.



Evde hiç bir şey bulamazsam kocaman bir meyve tabağı yapar,
başına kurulurum.
Yine de yerim yerim yerim :)



Sabah mahmurluğunu atmak,
kahvaltı hazırlamak için enerji toplamaya en iyi bir bardak ballı süt iyi gelir.
Pek aram olmasa da mecburrr içiyoruz işte :(



Yine bir gece vakti yine bir kriz modu. Lahmacun zamanı.
Kokusu buram buram gelince dayanamadık.
Arabamıza benzin alıp gidiverdik Beykent'e.
Temizliğe durmuş bir kebapcıya yalvardık da bizim için ocak yakıp, lahmacun yaptı.



Seviyorum bu tarz eşyaları.
Bu bıçak takımımı da severek aldım :)
Sadece onu kullanmak için bile yerim.
Dedim ya ben bu aralar çok yiyorum çooook.



Eh hep ben ye olmaz 
Birde arkadaşlarla yemek lazım.
Dostlarla kahvaltı buluşması yaptık.
Yemek yemek için değil sadece masa düzeninde oturmak için geliyorlarmış
;)
Çok mutlu oldum. 
Çünkü güzel sofralar kurmayı ve güzel sofralar da yemek yemeyi seviyorum