Ama hiç bu kadar Sarsılmamıştım. Yanılmamıştım. Yok olmamıştım.
Konuya kendimi kaptırıp gitmiştim ki o sürpriz son tarafından kovalandım.
Kayıp bir adam, kocasını arayan bir kadın.
Tam hangi tarafta olduğunuza karar verdiğiniz anda olaylar sizi allak bullak ediyor.
Her seferinde "tamam işte bu sefer son" diyorsunuz.
Ama yazarın kalemi tekrar çıkmaza giriyor.
İnsanlar koşturmaya başlıyor, hikaye arap saçına dönüyor.
Ya da "Bu hikaye bitmeyecek" diye umutsuzluğa kapıldığınızda "SON" bir anda sizi tokatlıyor.
Ne olduğuna, nasıl bu hale geldiğine inanamıyorsunuz.
Hiç bir sayfada fotoğraftaki ile ilgili bir ipucu olmadığını düşünüyorsunuz.
Yazarın hiç ipucu vermediğini.
Sonra belkide bir yerlerde hafifçe yazmış ve ben görmemiş olabilir miyim? diye düşünüyorsunuz.
Sonra ne mi oluyor?
Geri dönüyorsunuz, Son 50 sayfayı tekrar okuyorsunuz!
Yavaş yavaş sindire sindire.
Biraz önceki aceleciliğinizi bastırarak.
Bir anda "Hadi ama canım. Yok artık?" dememek için yavaş yavaş okuyor, aralarda duraklıyorsunuz!
Sayfaları sindire sindire, kelimeleri içe içe...
Okumayanlara, Benim gibi yazarın bu kitabını hep erteleyenlere, Yazarın tüm kitaplarını okuyup bu kitaba bir şekilde vakit ayıramayanlara.
Evet Sizler! Erteleyin tüm okunacaklar listesindeki sırayı.
Harlan Coben'in Karanlık Fotoğraf 'ına takılın,
Başlayın ki bağlanın.
Ve okumamın üzerinden bir kaç hafta geçmesine rağmen hala etkisinde kaldığım bu romanın ağlarına takılın...
cok ilgimi cekti mutlaka alacagim heyecanli ve surukleyici romanlar tam benlik
YanıtlaSilGerçekten öyle heyecanla okurken birden duvara çarpıyorsunuz.
SilŞiddetle tavsiye ediyorum.
Okuyunca yorumlarınızı-düşüncelerinizi beklerim ;)