22 Ekim 2013 Salı

İstanbul'da bir gün! (Hidiv Kasrı)

Pek sevgili blog dostlarım
Sabahı şerifleriniz hayr ola...


Bu aralar gezi yazısı paylaşamadım derken bayram tatilinin yorgunluğunu atar atmaz geldim.
Eğer sizde bizim gibi bayram tatilinde sabit bir noktaya gitmediyseniz,
Bu tatilde İstanbul'u gezelim dediyseniz
Vayy Halinize :) halimize.


Çünkü tatil tatillikten çıkıyor bambaşka bir hal alıyor
:(
Sabah apar topar çıkılan eve akşam yorgun giriyor 
buda yetmezmiş gibi bir o yana bir bu yana koşturmaktan
pestiliniz çıkıyor.



Neyse sıkıcı ayrıntıları bırakıp fotoğraflarla gözünüzü gönlünüzü açayım.
İstanbul'da yaşamayanlar için veya burada yaşayıp gidemeyenler için.

Bir Hidiv Kasrı manzarası paylaşayım.

Ben Hidiv Kasrına gitmekten çok keyif alanlardanım
:)
Ya Siz?




Bayram olmasına rağmen oldukça sakindi.
Bol bol yürüdük gezdik dolaştık.
İstanbul'da gezmenin kolaylığı korularda çıkıyor.

Çünkü genel olarak fazla kalabalık olmuyor.
Olsa da geniş bir alana yayılmış olduğunuz için rahatsız olmuyorsunuz.

Bebeleriniz, çocuklarınız rahatça koşup, gezebiliyor.
Siz köşklerde uzun uzun oturabiliyorsunuz ;)




Hah birde benim gibi fotoğraf çekmekten çok keyif alıyorsanız,
bol bol çekim yapıyorsunuz 
;)






Fotoğraflarla fazla oynamadan,
orjinalliğini, güzelliğini bozmadan kendime güzel bir Hidiv Kasrı albümü oluşturdum.





Malumunuz kulesi ile İstanbul'un bir çok noktasından görülen bu kasır içindeki hiç bozulmadan korunmuş atmosferi ile insanı 1907lere götürüyor.





Bir zamanlar otel olarak da kullanılmış olan bu yapı 1996 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin  kuruluşu olan Beltur'a geçmiş.
Bu sayede her kesimin rahatlıkla gidip çayını kahvesini içeceği 
pazar kahvaltısnı yapabileceği bir Kasır halini almış.





Sizde benim gibi gittiğiniz Koruların, Kasırların Beltur tarafından işletiliyor olmasına dikkat ediyorsanız,
Aile bütçenizi sarsmadan rahat rahat gezip yiyebileceğiniz bir mekan.




Abbas Hilmi Paşa'nın 1907 yılında İtalyan Mimar Delfo Seminati'ye Art Nouveau tarzında bu körkemli kasrı inşa ettirmiş.
(Art Nouveau zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, 
kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı
bir sanat akımı)





Zaten mekanı gezerken Osmanlı mimarilerinden farklı olduğunu anlıyorsunuz.
Daha uzun sütunlar bir kaç bölmeden oluşan salonlara sahip.





Gözünüz gönlünüz açılsın diye bol bol fotoğraf...





Diyorum yaa yemedim içmedim bol bol çektim durdum her bir yanı.





Kahvemin bile soğutmuşum:) o derece yani...






Geçmişten günümüze bu kadar özenle getirilmiş olan tarihi mekanlarımız, konaklarımız, korularımız olmasa kimliğimizi, neslimizi unuturuz.

O yüzden evlatlarımıza gezdirmek, öğretmek lazım.
Ve özellikle de nasıl korunacağını!..

Restorasyonda, işletmesinde, güler yüzlü elemanlarında
kısacası emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım...

Sevgiyle....



















4 yorum:

  1. ÇOK SEVDİĞİM BİR MEKANDIR
    SABAH SABAH OTURDUGUM YERDEN GEZMİŞ OLDUM
    TEŞEKKÜRLER

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size yakın sanırım :) Biz uzun bir köprü yolculuğundan sonra ancak ulaşıyoruz :(
      O yüzden sık gidemiyoruz malesef....

      Olsun buna da şükür :) Rica ederim bu arada

      Sil
  2. harika henüz gitme olanağım olmadı ama inş gideceğim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah gidebilirsiniz :) Gerçekten güzel ve sakin bir yer.

      Teşekkür ederim

      Sil