Hafta sonunu Kastamonu'da geçirdik.
Geçen yıl bu zamanlar asker görmeye gittiğim
şehire bu yıl yanımda bir zamanların askeri ile sadece gezmeye gittim.
İkimizde anılarımızı tazeledik.
Sokaklar benim için hala hasret
kokuyordu. Sevdicek içinse özgürlük.
Asker olunca aklı fikri özel bir banyoda
duş almak ve miskin miskin uzanmaktı. O yüzden o birliğe teslim olana kadar
bende ona uyup hep onun yanında odada kalmıştım.
Sadece Kahvaltı ve akşam yemeği için
odadan ayrıldık. Oda sadece otel içinde ki açık büfeydi.
Sevdicek birliğe teslim olunca
ben şehri gezdim. Ama güzellikleri tek başıma görmenin keyfi biraz daha az
olunca bu yıl tekrar bir kaç günlüğüne gidip, hem anıları tazeleyelim hem şehri
gezelim dedik.
Ve cuma akşamı küçük birer sırt çantası
kapıp rotayı Kastamonu'ya çevirdik.
İşte kastamonu
bulutların şehre gölgeler oluşturduğu bir şehir...
Kastamonu için
işlem görmemiş şehir diyebilirim aslında. Bİr çok şey orjinal, hiç bozulmamış.
Ve turist
farkındalığı tam yerinde. Her yer Kastamonu konakları ile dolu.
Medreseler tertemiz
ve el sanatları satılan küçük dükkanlar ile doldurulmuş.
Onlardan bir
tanesi, iç avlunun göbeğindeki çeşme
Eski ağa konakları
orjinalliğinden bile üstünde olarak dizayn edilip otellere dönüştürülmüş.
Şehrin en ünlü
caddesinin tam ortasından geçen kanal olanca gücü ile akıyor. Çevresinde çeşit
çeşit lokantalar, oteller, pansiyonlar var.
Ve fırsatı
kaçırmayan bir kaç popüler markanın mağazaları. :)
Şehrin en ünlü
yapılarından bir diğeri ise büyük bir kaya yığının üzerine oturtulmuş cami.
Bu gezide benim
favorim idi.
Ve İşte o kale.
Kastamonu'yu
ayaklarının altına almış, tüm ihtişamıyla şehrin en yüksek dağına oturmuş kale.
Yukarıda şehir ve
bulutların dans ettiği fotoğraflarıda bu kalenin içinden çektim.
Şehirde o kadar çok
cami, medrese var ki takip etmek hepsini gezmek 3 günde mümkün değil.
İşte gezdiğim ve
fotoğrafladığım kadarı ile kastamonu
Bİr medrese daha,
ve onun yüzyıllara meydan okuyan çile haneleri.
Kimler gelip kimler
geçmiş şu duvarlardan.
Kastamonu'nun bir diğer
meşhur türbelerinden. Bedeni hiç çürümemiş olan bir kadın sultan.
KAstamonu'daki tüm camiler böyle. Şehrin en
tepesinde ve şehir konakları manzaralı.
Gidilmesi gereken yerler listesindedir benim için de Kastamonu ama henüz fırsat olmadı. Bir gün bu planları gerçeğe dönüştürebilirsem konaklama ve diğer ayrıntılar için ayrıca kapını çalabilirim değil mi? :)
YanıtlaSilSevgiler...
Evet neden olmasın :)
SilHemen bir konak tavsiye ederim bende sana, Asmalı konak karakterleri gibi takılırsın :))
Sana sevgiler canımcım...
iyiymiş anılar.
YanıtlaSilbi deee kastın ne moni var diy mi.
kalenin hikayesi.
:)
bir kanal etrafında bi şehir.
ne değişik şehirler var.
en değişikleri mardin ve urfa.
ikisi de türkiye değil gibi.
:)
Kale zaten tam bir aşktı benim için...
SilMardin, Urfa ve Nevşehir....
Görmem gerekenlerin ilk sırasında :)
Ohh ne güzel gezmişsiniz. Çok güzel bir yazı olmuş canım. Kastamonu'yu ben de çok merak ediyordum. Umarım giderim bir gün...:)
YanıtlaSilDevamını bekliyorum gezi postlarının.:)
Kesinlikle gitmelisin. Havası konusunda değil ama insanları konusunda sıcacık bir şehir :)
SilÖnümüzdeki haftalarda Ankara, Çanakkale ve Karadeniz gezileri var.
Bakalım neler olacak. Bekliyorumm
Pembe Deniz, ben de gezdiğim yerleri tekrar dolaştım sayenizde:)
YanıtlaSilDurun, benim yazımın da linkini ekleyeyim. Meraklı olan buyursun Hayal Kahvem'e okusun:))
http://hayalkahvem.blogspot.com/2012/08/gastimonu-gastimonu-dep-dep-dep.html
http://hayalkahvem.blogspot.com/2012/08/hey-yolcu-yolculuk-nereye.html
http://hayalkahvem.blogspot.com/2012/09/kastamonulu-mithattan-yasar-kemalin-mit.html
Hoppala, ne çok yazmışım. İyi ama daha Kastamonu'yla ilgili yazacak çok şeyim var benim:) Eyvah! Yandım!!
Şaka bir yana, iyiki yazınızın linkini verdiniz Pembe Deniz. Bayıldım:))